23 Haziran 2018 Cumartesi

AYRIŞTIRMAYIN İNSANLARI

İnsanlar dilini, dinini, ırkını, rengini, doğacağı yeri, annesini, babasını seçemezler. Ve seçemediğimiz şeylerden dolayı neden birbirimizi ayrıştırıyoruz ve dışlıyoruz? Hepimiz Allah katında eşitiz. Bizi birbirimizden üstün hale getiren tek şey ibadetlerimizdir. Ama ibadetten kastımda; yüreğinin pusulasını Yaradana çevirerek, tüm benliğinle, gösteriş yapmadan, saf halinle onun huzurunda olmanla olur. "Ben ibadet ediyorum, bak bak namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, zekat veriyorum, siz bunu yapmıyorsunuz kâfirler cehennemliksiniz" demekle olmaz. Bu ibadet değil! Herkesin inancı ve ibadeti kendine. Allah'ın kuluna soracağı soruyu, sen kul iken başka kula sorma haddinde bulunuyorsun. Kimin cennetlik yada cehennemlik olduğunu yalnızca bizi yaratan Allah bilir. Sen yada ben bilemeyiz. O yüzden kimseyi günahkar olarak etiketleyemeyiz. İnsanların işkedikleri günahı görürsün ama tövbesini görmeyebilirsin. Onun tövbesi kabul olur, senin ona cehennemliksin diye söylediğin sözler günah yazılır. Belki de o cennete giderken, sen çoktan cehennemin yolunu tutmuşsundur. Farklı bir etnik grupla evlenenlere de aynı yargılamayı yapıyoruz. Müslüman mı? Değildir kesin sen onunla evlendin dinden çıktın tüüü günahkar diye başlıyoruz söylenmeye. Peki o insanın senin dinine karşı duyduğu hayranlığı yada öğrenmeye çalışmasını nereden bileceksin? Bilemezsin... Bilmediğin konularda yargısız infaz yapma, kırma, dökme, kendi kendini günaha sokma. Ey İnsanoğlu hepimizin sonu doğadır. Kimimiz toprağa karışacağız, kimimiz havaya, kimimiz suya. Bedenimizin gideceği yer er yada geç doğa... Kalplerimiz ile yer kaplarız bu dünyada o yüzden dış görünüşlere değil yüreklere önem verin. 
Sevgiyle kalın.
Kıymet

21 Haziran 2018 Perşembe

UMUTLARIMIZ YEŞERSİN DOĞADA


Doğaya verdiğimiz zararın elbet bedelini doğa feci bir şekilde hepimizden çıkaracak. Gerek ani sel baskınları, artan sıcaklıklar, hava kirliliği... Bunlar durup dururken olmadı ne yazık ki... Bizler yaptık bunları, hepimizin katkısı var bunda. Benim yok deme! herkesin az da olsa bunda bir payı var. Kesilen ağaçlardan, çevreye atılan doğada çözülmeyen atıklardan ve daha nicelerinden bizler sorumluyuz. Hiç bir hayvan yaşadığı doğaya zarar vermezken, bizler nasıl birer hayvanlarız ki el birliğiyle doğanın içine ettik. Topraklar verim kaybetti, sular kirlendi, ağaçlar azaldı. Hepsini bizler yaptık. Doğada yaşayan ayı, domuz, kurt, tilki yapmadı bunu, bizler adına insan denilen iki ayaklı hayvanlar yaptık. Para hırsı bürüdü gözlerimizi, kestik ormanlarımızı yol yaptık, tekstil atıklarını temizlemeden denize boşalttık, çözülmeyen atıkları doğaya attık, denizleri plastikle doldurduk. Bunları bizler yaptık. Ben yaptım, sen yaptın, ne yazık ki hepimiz yaptık. Çocuklarımıza ne bırakacağız taş yığınlarından başka? Herkes doğaya kaçış derdinde ama kimse bunun için bir şey yapmıyor. Çevresinde ki beton yığınlarından vazgeçmiyor. Elimde olsa toplarım tası tarağı, bir dağ köyüne yerleşirim, doğaya kaçarım. Doğa elbet sarıp sarmalar bizi, hepimiz topraktan gelmedik mi? Kendinden olanı reddetmez ki... Ama biz kendimizden olan, bir parçamız olan toprağa ihanet ettik. Kirlettik, betonlaştırdık, sonrada ondan medet umduk. Ne verdin ki, ne bekliyorsun? Arpa ektin buğday mı bekliyorsun? Ne yaptıysan onun karşılığını alacaksın. Toprağa zarar verdikçe, çevreye zarar verdikçe zarar göreceksin. Ne yapabilirim mi diyorsun? Çöpünü sağa sola atma, ağaçlara zarar verme, meyve çekirdeklerini çöpe atma, git bulduğun toprak parçasına fırlat at, elbet o kök salacaktır bir yere. Tohumla kirlenmez çevre bunu unutma. Farkında olmadan belki de senin attığın bir meyve çekirdeğinden bir fidan yeşerir, bir ağaç olur gölgesinde bir hayvan eyleşir. Hayali bile güzel değil mi? Hadi sende çocuklarımız için geleceğimiz için bir meyve çekirdeği at toprağa fidan olsun yeşersin umut olsun doğaya...

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı