2 Temmuz 2018 Pazartesi

ÇOCUKLAR ÖLÜYOR, KELİMELER TÜKENİYOR



Ben artık acı üzerine yazmak istemiyorum...

Kim verecek giden çocukların hesabını...

İdam getirilemezmiş Avrupa İnsan haklarına aykırıymış.

Sapığın insanlık hakkı, yaşama hakkı varmış,

peki ya bu minicik bedeniyle işkence ile öldürülen çocukların çocukluk hakkı?
İnsanlık hakkı yok muydu?

İnsan haklarını savunan Avrupa farklı ırk diye siyahi vatandaşlarını

sokak ortasında kurşun yağmuruna tutmayı biliyor ya!

Onların insanlık ve yaşama hakkı yok mu?

Sırf siyah diye rengi öldürebiliyor ama biz sapığı öldüremiyoruz.

Neden?

Çünkü insan haklarına aykırı!

Ne saçma bir bahane!

Malum yasalar ve hakları yüzünden sapıklar elini kolunu sallayarak önce hayvanları,

sonra çocukları öldürüyorlar ve biz hiç bir şey yapamıyoruz.

Lütfen sevgili anne babalar

çocuklarınızı sapıkların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız.

Zira Avrupa insan hakları bile sizin çocuklarınızı değil

sapıkların haklarını savunuyor!

Adaletini sevdiğim dünya...

Tek güvendiğim ilahi adalet...

O elbet er yada geç tecelli edecek...

23 Haziran 2018 Cumartesi

AYRIŞTIRMAYIN İNSANLARI

İnsanlar dilini, dinini, ırkını, rengini, doğacağı yeri, annesini, babasını seçemezler. Ve seçemediğimiz şeylerden dolayı neden birbirimizi ayrıştırıyoruz ve dışlıyoruz? Hepimiz Allah katında eşitiz. Bizi birbirimizden üstün hale getiren tek şey ibadetlerimizdir. Ama ibadetten kastımda; yüreğinin pusulasını Yaradana çevirerek, tüm benliğinle, gösteriş yapmadan, saf halinle onun huzurunda olmanla olur. "Ben ibadet ediyorum, bak bak namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, zekat veriyorum, siz bunu yapmıyorsunuz kâfirler cehennemliksiniz" demekle olmaz. Bu ibadet değil! Herkesin inancı ve ibadeti kendine. Allah'ın kuluna soracağı soruyu, sen kul iken başka kula sorma haddinde bulunuyorsun. Kimin cennetlik yada cehennemlik olduğunu yalnızca bizi yaratan Allah bilir. Sen yada ben bilemeyiz. O yüzden kimseyi günahkar olarak etiketleyemeyiz. İnsanların işkedikleri günahı görürsün ama tövbesini görmeyebilirsin. Onun tövbesi kabul olur, senin ona cehennemliksin diye söylediğin sözler günah yazılır. Belki de o cennete giderken, sen çoktan cehennemin yolunu tutmuşsundur. Farklı bir etnik grupla evlenenlere de aynı yargılamayı yapıyoruz. Müslüman mı? Değildir kesin sen onunla evlendin dinden çıktın tüüü günahkar diye başlıyoruz söylenmeye. Peki o insanın senin dinine karşı duyduğu hayranlığı yada öğrenmeye çalışmasını nereden bileceksin? Bilemezsin... Bilmediğin konularda yargısız infaz yapma, kırma, dökme, kendi kendini günaha sokma. Ey İnsanoğlu hepimizin sonu doğadır. Kimimiz toprağa karışacağız, kimimiz havaya, kimimiz suya. Bedenimizin gideceği yer er yada geç doğa... Kalplerimiz ile yer kaplarız bu dünyada o yüzden dış görünüşlere değil yüreklere önem verin. 
Sevgiyle kalın.
Kıymet

21 Haziran 2018 Perşembe

UMUTLARIMIZ YEŞERSİN DOĞADA


Doğaya verdiğimiz zararın elbet bedelini doğa feci bir şekilde hepimizden çıkaracak. Gerek ani sel baskınları, artan sıcaklıklar, hava kirliliği... Bunlar durup dururken olmadı ne yazık ki... Bizler yaptık bunları, hepimizin katkısı var bunda. Benim yok deme! herkesin az da olsa bunda bir payı var. Kesilen ağaçlardan, çevreye atılan doğada çözülmeyen atıklardan ve daha nicelerinden bizler sorumluyuz. Hiç bir hayvan yaşadığı doğaya zarar vermezken, bizler nasıl birer hayvanlarız ki el birliğiyle doğanın içine ettik. Topraklar verim kaybetti, sular kirlendi, ağaçlar azaldı. Hepsini bizler yaptık. Doğada yaşayan ayı, domuz, kurt, tilki yapmadı bunu, bizler adına insan denilen iki ayaklı hayvanlar yaptık. Para hırsı bürüdü gözlerimizi, kestik ormanlarımızı yol yaptık, tekstil atıklarını temizlemeden denize boşalttık, çözülmeyen atıkları doğaya attık, denizleri plastikle doldurduk. Bunları bizler yaptık. Ben yaptım, sen yaptın, ne yazık ki hepimiz yaptık. Çocuklarımıza ne bırakacağız taş yığınlarından başka? Herkes doğaya kaçış derdinde ama kimse bunun için bir şey yapmıyor. Çevresinde ki beton yığınlarından vazgeçmiyor. Elimde olsa toplarım tası tarağı, bir dağ köyüne yerleşirim, doğaya kaçarım. Doğa elbet sarıp sarmalar bizi, hepimiz topraktan gelmedik mi? Kendinden olanı reddetmez ki... Ama biz kendimizden olan, bir parçamız olan toprağa ihanet ettik. Kirlettik, betonlaştırdık, sonrada ondan medet umduk. Ne verdin ki, ne bekliyorsun? Arpa ektin buğday mı bekliyorsun? Ne yaptıysan onun karşılığını alacaksın. Toprağa zarar verdikçe, çevreye zarar verdikçe zarar göreceksin. Ne yapabilirim mi diyorsun? Çöpünü sağa sola atma, ağaçlara zarar verme, meyve çekirdeklerini çöpe atma, git bulduğun toprak parçasına fırlat at, elbet o kök salacaktır bir yere. Tohumla kirlenmez çevre bunu unutma. Farkında olmadan belki de senin attığın bir meyve çekirdeğinden bir fidan yeşerir, bir ağaç olur gölgesinde bir hayvan eyleşir. Hayali bile güzel değil mi? Hadi sende çocuklarımız için geleceğimiz için bir meyve çekirdeği at toprağa fidan olsun yeşersin umut olsun doğaya...

10 Mayıs 2018 Perşembe

FENOMEN OLMA HİKAYEM





Telefonumun bozulması nedeniyle
bir kaç gün annemin telefonunu kullanmak zorunda kaldım.
Ve annemlerin Whatsaap grubunun aktif olarak mesajlaşmaları
ve telefon sesinden rahatsız olmam sonucu hemen apar topar
kendime bir telefon aldım.
İş yerinden arkadaşım Süheyla zaman zaman bana
snapchat uygulamasında çektiği videoları gösteriyordu,
eğlenceli bir uygulama yeni telefon alınca yüklerim demiştim.
Yeni telefon alır almaz ilk işim
Snapchat uygulamasını yüklemek oldu.
Evde kendi kendime farklı tiplerde videolar çekiyor ailemle paylaşıyor
ama hiç kimseye göndermiyordum.
Annem tiplemelerimi beğendiği için bizim grubada çeksene bir video dedi.
Telefonsuz kaldığım dönemde whatsaap mesajları ile sinirlerimi zıplattıkları için
artık onlara video ile cevap verecektim.
Bu fırsatı kaçıramazdım ve kaynana tipiyle çemkirdiğim bir video çektim
yolladım onların gruba.
Gruptaki teyzelerin o kadar çok hoşuna gitmiş ki bu videom,
herkes üyesi olduğu başka gruplara yollamış.
Her akşam mesaj atıyorlardı
"Kıymet gruba özel yeni video yok mu?" diye.
Bende video çekip onlara yolluyordum.
Videom isimsiz ve benden habersiz Türkiye'nin dört bir yanına dağılmıştı.
Tabi ki bundan bir kaç gün sonra benim haberim oldu.
Bir çok Facebook sayfası, İnstagram sayfası,
Youtube kanalı videomu yayınlamıştı.
Çevrem beni o videoların altına etiketlemese yine bu durumdan benim haberim olmayacaktı.
Sonuç olarak paylaşılan sayfalarla birlikte
izlenme oranı 5 milyonu geçti ki
beni en çok şaşırtan kısım son olarak videomu
Orhan GENCEBAY'ın hayat arkadaşı
Sevim EMRE hanımın sayfasında görmem oldu.
Kendisine sorduğumda
Almanya'dan birinin yolladığını beğendiği için paylaştığını söylemişti.
Açıkçası böyle bir ilgiyi hiç beklemiyordum.
Videom dağıldıktan sonra artık kendi profilimde yayınlamamı
ve bir Youtube kanalı açmamı isteyen yakınlarımın baskılarına dayanamadım
ve herkese o videonun bana ait olduğu açıklamasını yaptım.
Çok şaşıran da oldu, tanıdığını söyleyende oldu.
Çok güzel tepkiler aldım ki bu beni çok mutlu etti.
Bazı kendini bilmezlerin taklit iddialarına da videomun çekilme tarihinin yer aldığı bir ekran görüntüsü ile cevaplarını verdim.
İlk başta halam bile beni tanıyamamıştı ki başkalarının tanıyamaması
çok normaldi.
İnsan kaç yıllık yeğenini tanımaz mı diye sitem ettiğimde
ikinci izleyişimde anladım senin olduğunu dedi.
Bir süredir annem için açmak istediğim Youtube kanalımızı açtım
ve orada hem bana ait, hemde anneme ait videoları yayınlamaya başladım.
Peki yazmaktan vazgeçtim mi?
Hayır, yazmak benim için aşk gibi birşey ondan kolay kolay vazgeçemem.
Ama okumayı sevmeyen kişiler için videolar çekip duygu ve düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. Önemli olan mesajı nasıl verdiğin değil mesajın kendisidir.
Ve ben bu mesajı daha fazla kişiye verebiliyorsam
yönteminin pek de önemi yoktur diye düşünüyorum.
Böyle enteresan şeyler yaşadım ve sizlerle de paylaşmak istedim.

Sevgilerimle
Kıymet



Videomun ne olduğunu merak edenler ve izlemek isteyenler aşağıda sosyal medya hesaplarımın isimlerini paylaşıyorum. Oradan beni takip edebilir ve abone olabilirler.


Youtube Kanalımızın adı ;      Kıymetli Anlar

İnstagram Hesabım ;               kiymetinkalemi





24 Ocak 2018 Çarşamba

Organ Bağışı Hayat Kurtarır

Tüm hepimizin sosyal medya üzerinden annesi bugün yeni bir video yada haber paylaşmış mı acaba diye takip ettiğimiz Kartal bebek kalp naklini başarılı bir şekilde oldu, hastanede ki tedavisi sona erdi ve taburcu oldu.
Bir süre Almanya'da yeni evinde ailesi ile birlikte yaşayacak, orada kontrolleri devam edecek. Aslında Kartal ile Türkiye organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha duymuş oldu, bir annenin evladını kurtarmak için attığı çığlığa tanıklık etti.

 Organ bağışı sayesinde bir annenin acısı, başka bir annenin umudu oluyor.
Ve vücudumuzun toprakla buluştuğu anda yok olacak olan organlarımız bir başka aileye umut oluyor. Giden geri gelmeyecek biliyoruz, o halde onun hatırasını yaşatmayı seçmeyi, onun bedeninden parçaların başka hayatlarda yaşamaya devam etmesi, onlara umut olması daha güzel değil mi?
Bu yazdıklarımı okuduğunuzda "Sana söylemesi kolay"  diyor olmalısınız.
Yılları hastanede geçmiş biri olarak o acıları yaşayan insanları o kadar iyi anlıyorum ki... Hastanelerde geçen ömrümde bir çok ölüme şahitlik ettim.
Elbette hiç biri ailemizden birinin acısı kadar yakmaz canımızı biliyorum.
Ama gideni geri getiremiyoruz ki, elimizden hiç bir şey gelmiyor.
Gitme dediğimizde hangi ruh dinliyor bizi de terk etmeyi bırakıyor bedenini?
Zamanı dolan bu dünyadan ardına bile bakmadan gidiyor.
Gittiği yere bedeninden hiç bir şeyi götüremiyor, hepsi toprağa karışıyor yok oluyor. 
Yoktan var eden Yaradan varı da yok ediyor, ilk günkü hali ile huzuruna yalnızca ruhu alıyor.
Bize ait olmayan bir bedeni toprak altında çürütmenin bir manası da yok.
Bırakalım başka hayatlara umut olsun emanetlerimiz. Başka bedenlerde can bulsun organlarımız.
Organ bağışına karşı olan bazı kişiler diyor ki "Allah'ın huzuruna eksik parça ile çıkacaksınız" gibi saçma bahaneler sunuyorlar.
Seni yoktan var eden Allah orada da sana ait bütün parçalarını toplar merak etme.
İyilik yaptığın, başka ailelere umut olduğun, başka insanların anasız, babasız yada evlatsız kalmasını önlediğin, onlara bir emanet bıraktığın için Yaradan seni mükafatsız bırakmaz diye düşünüyorum. İnsanların aklını boş safsatalar ile bulandıranlar için Diyanet işleri organ bağışı ile ilgili bir açıklama yaptı "Organ Nakli Caizdir" diye, İnternet de aradığınız zaman bulabilirsiniz.
Düşünsenize günleriniz aylarınız yada yıllarınızın bir makineye bağlı geçtiğini sizi hayata kablolar yardımı ile o makinenin bağladığını?
İstediğiniz hiç bir şeyi yapamadığınızı, dışarıya çıkamadığınızı,
istediğiniz kadar su içemediğinizi, evladınızın düğününe gidemediğinizi,
çocuğunuzun mezuniyetine katılamadığınızı,
okula başlayan çocuğunuzu elinden tutup okula götüremediğinizi,
sokakta çocuklar top peşinde koşarken onlarla yaşıt evladınızın makineye bağlı bir şekilde gözyaşları ile onları izlediğini ve sizin bu yüzden perdeyi çektiğinizi,
 kendi yaşıtlarının üniversite yaşantılarını televizyondan izleyen genç kızınızın vücudunda ki kabloların tahriş etmesin diye pansuman yapıp durduğunuzu...
Bunları okurken empati yapmak bile zor geliyor acıtıyor değil mi?
Ya bunları her gün yaşasaydınız?
Allah korusun dediğinizi duyar gibiyim.
Allah elbette korur lakin kul da elinden geleni yapmalıdır.
Böyle imkanlarımız varken neden başka ailelerin acı çekmesine tanıklık ediyoruz?
Neden elimizden geleni yapmıyoruz?
Sağlık Bakanlığının e-nabız sistemi üzerinden organ bağışı yapabiliyorsunuz.
Ve hangi organlarınızı bağışlamak istediğinizi seçebiliyorsunuz.
İster tümünü, isterseniz yalnızca belirlediğiniz organlarınızı bağışlayabiliyorsunuz.
Ben engelliyim bilenler bilir.
Kemiklerim dışında ki organlarım çok şükür gayet sağlıklı ve e-nabız sistemi üzerinden
organlarımın bir bölümü bağışladım.
Benden sonra ailem böyle zor bir kararı almakta tereddüt yaşmaması için kendi kararımı kendim verdim.
Organ bağışını bir nevi vasiyet gibi düşünün.
Ben öldükten sonra o organların bana bir faydası olmayacak,
bari başka hayatlarda can bulsun, başka insanlar yakınlarını kaybetmesinler,
hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilsinler.
Ben yıllarca çektim ve halen çekiyorum,
bari başkaları hayatına acı ve ağrı çekmeden devam etsin.
Ardımdan bir "Allah razı olsun" desinler bu bana yeter.
Lütfen sizlerde elinizi vicdanınıza koyun ve size ait olmayan emanet olan bedenin parçalarını sizden sonra başkalarına emanet edin.
Organ Bağışı Hayat Kurtarır.
Belki de sizin sayenizde bir anne evladını kaybetmeyecek, bir evlat annesini yada babasını kaybetmeyecektir.
Umudunu kaybetmiş insanlara umut olun.

Sevgilerimle
Kıymet


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı